DTP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılarak, Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un milletvekilliklerinin düşürülmesi, 37 DTP’liye 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirilmesine Diyarbakır’da 98 DTP’li belediye başkanının katılımıyla olağanüstü toplanan Demokratik Toplum Kongresi’nde sert tepki gösterildi.

Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, Kandil ve Mahmur’dan gelen PKK'lı gruplar ile 1925’teki Kürt ayaklanmasının lideri Şeyh Sait’in torunları Şeyh Diyadin Fırat ve Şeyh Feyzullah Fırat’ın da katıldığı DTP il başkanlığındaki toplantıda Demokratik Toplum Kongresi adına Hatip Dicle konuştu.

'ÖCALAN NEFESSİZ BIRAKILARAK ÖLDÜRÜLMEK İSTENİYOR'
Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarına değinen Hatip Dicle’nin, “Şimdi ne yapılmak isteniyor. 29’uncu isyanın önderi Sayın Abdullah Öcalan’ı İmralı’da nefessiz bırakılarak öldürmek isteniyor” demesi üzerine salonda bulunanlar ayağı kalkarak, ‘Biji Serok Apo’, ‘Yaşasın başkan Apo’ solganları attı.

Kürt halkının eski halk olmadığını kaydeden Hatip Dicle, “Biz yeni bir hareket de değiliz, biz dimdik ayaktayız. Kürtlerin özgürlük mücadelesi hayatın her alanında devam ediyor. Bu halk önderini orada nefessiz bırakıp zaman içinde ölmesine asla müsade etmeyecektir, bunu herkes bilmelidir. Biz aklı selimin egemen olmasını istiyoruz. Sayın Öcalan konusunda devletin tasfiyeci politikalarından vazgeçmesini bir kez daha hatırlatıyoruz. Özgürlüğünü esas alan, ama başlangıçta bir ev hapsi mümkündür. Devlet tasfiye istiyorsa kendisi bilecektir. Artık Kürt halkı buna izin vermeyeceğini her halükarda gösteriyor” dedi.

'KENDİ KENDİMİZİ YÖNETME HAKKIMIZDAN VAZGEÇMEYİZ'
Kendilerinin sürekli “Kürtler ne istiyor?” sorularına muhatap kaldıklarını belirten Dicle, “Kürtler Türk halkıyla eşitlik istiyor. Özgürlük istiyorlar. Topraklarında insan gibi yaşamak istiyorlar. Toplumsal bir mutabakata dayalı sivil demokratik bir Anayasa istiyorlar. Kürtlerin kurumları bu diyalog ve süreç içinde aktif yer almalı. Bu Anayasa sadece Kürtlerin değil, Türkiye’de yaşayan bütün etnik toplulukların tarihini, dillerini, kültürlerini, yaşatacak demokratik bir anayasa olmalı. Kendi kendimizi yönetme hakkımız olmalı. 1921 Anayasası’nda var olan sonra gasp edilen bu hakkımızdan vazgeçeceğimizi kimse sanmasın. Bu ülkenin bütünlüğü içinde biz kendi kendimizi yönetmek istiyoruz. Kürtlerin ne istediğini çok iyi biliyorlar” dedi.

'DTP’NİN KAPATILMA KARARI KÜRT HALKININ İRADESİNE SALDIRIDIR'
Anayasa Mahkemesi’nin 4 aydır açılım süreci denen aslında çok ince bir tasfiye planını ilan edercesine hem de oy birliğiyle DTP’nin kapatılmasına karar verdiğini söyleyen Dicle, şöyle dedi:

“Biz bunu devletin kuruluş genlerinde var olan Kürt sorununda inkar ve imha siyasetinin hala devam ettiğinin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin göz bebeği sayılan Anayasaya Mahkemesi, yani devlet tarafından ilanıdır. Bu Kürt halkının iradesine saldırıdır. Hem de ilk defa yapılmıyor. Kürtler ilk hiyanete 1’inci Büyük Millet Meclisi’nden sonra uğradılar. Kürtler 1’inci Büyük Millet Meclisi’nden sonra sessizce tasfiye edildiler. Kürt halkının özgür oylarıyla seçilenler 1994 yılında imha konseptinin bir parçası olarak meclisten yaka paça alındılar. Arkadaşlarımla birlikte 10 yıl cezaevinde kaldım. Biz bu devleti iyi tanıyoruz. Ama herkes şunu iyi bilmeli ki artık Kürt halkı eski Kürt halkı değildir. 1994 teki Kürt halkı da değildir.”

'BU KARARI TANIMIYORUZ'
Anayasa Mahkemesi’nin DTP hakkında verdiği kapatma kararını tanımadıklarını ve meşru olarak da görmediklerini kaydeden Dicle, “Bu kararı tanımıyoruz, bu kararı da meşru olarak görmüyoruz. Milletvekili arkadaşlarımız kendi grupları içinde istifalarını vererek halkın arasına katılma kararı önceden almışlardı. Eğer bu kararlarında samimi olurlarsa bilsinler ki Demokratik Toplum Kongresi ve Kürt halkı sonuna kadar arkalarındadır. Kürt halkı onuruna yapılan bu saldırıları karşılıksız bırakmaz, herkes bunu bilmelidir. Kürt halkı bu onursuzluğu kabul etmez. Bunu bütün boyutlarıyla tartışacağız. Öfkeye kapılmadan soğukkanlı bir şekildi. Özgürlük mücadelesi 30 yıllık deneyime sahiptir ne yapacağını çok iyi bilir” dedi.

DTP dışındaki bütün Kürt siyasi birimlerine de çağrı yapan Dicle, “Gelin bu çatı altında farklılıklarınızı koruyarak bir araya gelelim. Her türlü tartışmayı günlerce yapalım, ortak tavır gösterelim, Kürtlerin ulusal birliğini inşaa edelim” çağrısında bulundu.