Ariadne,
Burhan ile beraberliğinin bedelini, küçük oğlunu kaybederek çok acı
ödeyince evliliğini askıya alarak Çatalhöyük hakkındaki romanının
tanıtım çalışmalarını yapmak üzere Amerika`ya gelir ve orada yaşamaya
başlar. New York`ta Türk-Ermeni meselesini kendi yorumuyla aktaran bir
kitap yazınca, Ermenilerin öfke ve nefretinin boy hedefi haline gelir.
Ariadne parçalarını toplamaya çalıştığı hayatını bir şekle sokmaya
çalışırken, yakışıklı televizyon oyuncusu Daniel Saxon ile tanışır.
Aralarında sanki yüzyıllar öncesine uzanan mistik ve yoğun bir duygu
alışverişi başlar. Ancak politik kimliği nedeniyle adeta cehennemde
yaşamakta olan Burhan, genç kadının hayatında öylesine derin ve yüreğe
uzanan izler bırakmıştır ki, geleceği denetlemek imkânsızdır. Türk
dostu Kristina O`Donnelly, o kendine özgü üslubuyla sevgi, dostluk,
düşmanlık, aşk ve mistisizmle sarıp sarmaladığı romanıyla okuru bazen
duygulandırıp bazen şaşırtıyor.