[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İngiliz doğabilimci Charles
Darwin ve ABD'nin 16. başkanı Abraham Lincoln’un aynı yılda aynı günde
(12 Şubat 1809) doğması sizce bir tesadüf mü?
Bu insanların tek ortak noktaları aynı gün doğmuş olmaları değil
elbette, aynı zamanda ikisinin de 19. yüzyılın efsanevi figürleri
olarak dünyayı değiştirmiş olması. O halde bu garip ikiliyi başka
yönlerden de biraz karşılaştırsak ne olur? Kim Evrim Teorisi’yle iç
savaşı aynı cümlede düşünebilir?
İkisi de annesini erken yaşlarda kaybetmiş. İkisi de depresyon
şikayetiyle tedavi görmüş ve ikisi de hayatı boyunca din dogmalarıyla
savaşmış. Ve en önemlisi, ikisi de büyük çıkışlarını orta yaşlarında
yaptı, biri “Türlerin Kökeni” kitabını 50’sinde yazarken, diğeri aynı
yaşta başkanlık seçimlerini kazandı.
Hepimiz biliyoruz ki, Darwin’in her türden düşünceye ve sorgulamaya
açık karakteri, bugüne kadar bir çok sorunun cevabını buldu. Sorduğu
soruların cevaplarını almak için laf cambazlığı yapmak yerine, basitçe
sorunun peşinden giden Darwin’in “Türlerin Kökeni” adlı kitabına
bakarsak, Darwin’in zekasından izleri kitabın her yerinde görebiliriz.
Darwin iyi bir bilimadamı olmasını yanında, çok da güzel bir satıcı
çünkü kitabını herkesin anlayabileceği bir dilde yazarak, insanların
ilgisini elinde tutmayı amaçlamış.
Aynı Darwin gibi, Lincoln’un de yaratıcı zekasını aldığı karmaşık
notlarda görebiliriz. Lincoln için, yazılan kelimelerle söylenilen
kelimeler ayrı anlamlar içeriyor. Onun politik zekası iki kutupta
birden durmakta; hem o an aslında ne yapılabileceğini düşünüp, hem de
olan duruma uyum sağlama yetisine sahip. Bu yüzden konuşmalarında da,
iki farklı durumu kullanıyor, örneğin hem Allah’tan sık sık
bahsederken, hem de Allah’a inanmadığı söyleniyor.
Ancak bilinen bir şey var ki, onların ikisi de tam bir yenilikçi. Yani,
bu insanların hangisinin daha iyi olduğunu sorgulamak elmalarla
armutları karıştırmak gibi. Ama sorularımızı biraz daha kısıtlarsak; en
azından şunu düşünebiliriz: “Eğer ikisinden biri doğmamış olsaydı ne
olurdu? “
Öncelikle Lincoln u ele alırsak, o olmasa başkanı olduğu ülkesine neler
olacağını kimse bilemezdi. Seçilmesinin ülkede ayrılıklara ve bunun
sonucunda savaşlara yol açtığı doğru ancak, savaş onsuz durumda da
kaçınılmaz gözüküyordu.
Aynı zamanda Darwin için de, aynı şeyler geçerli; kimse onun teorisini
ondan güzel ifade edemezdi. Aynı Lincoln gibi, Darwin de sadece doğanın
bir parçası olduğumuz gerçeğini ortaya çıkarmak için hayatını riske
atacak kadar cesurdu. Lincoln bir savaş çıkardı ve en çok yaralanan
kendisi oldu. Onların aynı günde doğmuş olması, bu iki adamın o zamanın
şartlarını kendilerine göre nasıl kullandığını görmek için bize fırsat
veriyor.
İngiliz doğabilimci Charles
Darwin ve ABD'nin 16. başkanı Abraham Lincoln’un aynı yılda aynı günde
(12 Şubat 1809) doğması sizce bir tesadüf mü?
Bu insanların tek ortak noktaları aynı gün doğmuş olmaları değil
elbette, aynı zamanda ikisinin de 19. yüzyılın efsanevi figürleri
olarak dünyayı değiştirmiş olması. O halde bu garip ikiliyi başka
yönlerden de biraz karşılaştırsak ne olur? Kim Evrim Teorisi’yle iç
savaşı aynı cümlede düşünebilir?
İkisi de annesini erken yaşlarda kaybetmiş. İkisi de depresyon
şikayetiyle tedavi görmüş ve ikisi de hayatı boyunca din dogmalarıyla
savaşmış. Ve en önemlisi, ikisi de büyük çıkışlarını orta yaşlarında
yaptı, biri “Türlerin Kökeni” kitabını 50’sinde yazarken, diğeri aynı
yaşta başkanlık seçimlerini kazandı.
Hepimiz biliyoruz ki, Darwin’in her türden düşünceye ve sorgulamaya
açık karakteri, bugüne kadar bir çok sorunun cevabını buldu. Sorduğu
soruların cevaplarını almak için laf cambazlığı yapmak yerine, basitçe
sorunun peşinden giden Darwin’in “Türlerin Kökeni” adlı kitabına
bakarsak, Darwin’in zekasından izleri kitabın her yerinde görebiliriz.
Darwin iyi bir bilimadamı olmasını yanında, çok da güzel bir satıcı
çünkü kitabını herkesin anlayabileceği bir dilde yazarak, insanların
ilgisini elinde tutmayı amaçlamış.
Aynı Darwin gibi, Lincoln’un de yaratıcı zekasını aldığı karmaşık
notlarda görebiliriz. Lincoln için, yazılan kelimelerle söylenilen
kelimeler ayrı anlamlar içeriyor. Onun politik zekası iki kutupta
birden durmakta; hem o an aslında ne yapılabileceğini düşünüp, hem de
olan duruma uyum sağlama yetisine sahip. Bu yüzden konuşmalarında da,
iki farklı durumu kullanıyor, örneğin hem Allah’tan sık sık
bahsederken, hem de Allah’a inanmadığı söyleniyor.
Ancak bilinen bir şey var ki, onların ikisi de tam bir yenilikçi. Yani,
bu insanların hangisinin daha iyi olduğunu sorgulamak elmalarla
armutları karıştırmak gibi. Ama sorularımızı biraz daha kısıtlarsak; en
azından şunu düşünebiliriz: “Eğer ikisinden biri doğmamış olsaydı ne
olurdu? “
Öncelikle Lincoln u ele alırsak, o olmasa başkanı olduğu ülkesine neler
olacağını kimse bilemezdi. Seçilmesinin ülkede ayrılıklara ve bunun
sonucunda savaşlara yol açtığı doğru ancak, savaş onsuz durumda da
kaçınılmaz gözüküyordu.
Aynı zamanda Darwin için de, aynı şeyler geçerli; kimse onun teorisini
ondan güzel ifade edemezdi. Aynı Lincoln gibi, Darwin de sadece doğanın
bir parçası olduğumuz gerçeğini ortaya çıkarmak için hayatını riske
atacak kadar cesurdu. Lincoln bir savaş çıkardı ve en çok yaralanan
kendisi oldu. Onların aynı günde doğmuş olması, bu iki adamın o zamanın
şartlarını kendilerine göre nasıl kullandığını görmek için bize fırsat
veriyor.