Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihi, Atatürk ve silah arkadaşlarının Anadolu'nun
işgaline karşı Milli Mücadele'yi başlatmak için Osmanlı ordusu'ndan
ayrılıp sivil olarak halkı bilinçlendirme ve Kuvvayi Milliye
çalışmalarını başlatmak için Anadolu'ya geçmeleri ile başlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, 1921 Anayasası'nı kabulü ile de yeni
siyasal rejime geçilmiştir. Ancak, Cumhuriyet resmen ilan edilmemiştir.
4 Eylül 1919 Sivas Kongresi ile başlayan ve 1946 yılında yapılan
genel seçimlere kadar süren Türkiye Cumhuriyeti'nin tek partili
döneminde söz sahibi olan ve devlet kuran parti olan Cumhuriyet Halk
Partisi'dir.
I. Dünya Savaşı sonunda galip güçlerce dikte ettirilen ve ağır
şartlara sahip barış antlaşmaları II. Dünya Savaşı’na zemin
hazırlarken, Lozan’da karşılıklı pazarlıkla barışın güvencesini
oluşturan bir düzenleme yapılmıştır. Bu nedenle, Savaş’ı bitiren
antlaşmalar içinde halen uygulanan sadece Lozan’dır. Tabiatıyla, bunda
Türkiye’nin Atatürk’ün belirlediği Yurt’ta Sulh, Cihan’da Sulh ilkesine
sadık kalması ve Lozan Antlaşmasının hükümlerinin uygulanmasında da bu
ilkeyi gözetmesinin rolü büyüktür.
Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleri, Lozan Antlaşmasında da
yer almıştır. Buna göre, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün
oluşturan Türkiye’de yaşayan ve Türk devletine vatandaşlık bağıyla
bağlı olan herkes eşit ve aynı haklara sahip Türk ulusunu
oluşturmaktadır.
işgaline karşı Milli Mücadele'yi başlatmak için Osmanlı ordusu'ndan
ayrılıp sivil olarak halkı bilinçlendirme ve Kuvvayi Milliye
çalışmalarını başlatmak için Anadolu'ya geçmeleri ile başlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, 1921 Anayasası'nı kabulü ile de yeni
siyasal rejime geçilmiştir. Ancak, Cumhuriyet resmen ilan edilmemiştir.
4 Eylül 1919 Sivas Kongresi ile başlayan ve 1946 yılında yapılan
genel seçimlere kadar süren Türkiye Cumhuriyeti'nin tek partili
döneminde söz sahibi olan ve devlet kuran parti olan Cumhuriyet Halk
Partisi'dir.
I. Dünya Savaşı sonunda galip güçlerce dikte ettirilen ve ağır
şartlara sahip barış antlaşmaları II. Dünya Savaşı’na zemin
hazırlarken, Lozan’da karşılıklı pazarlıkla barışın güvencesini
oluşturan bir düzenleme yapılmıştır. Bu nedenle, Savaş’ı bitiren
antlaşmalar içinde halen uygulanan sadece Lozan’dır. Tabiatıyla, bunda
Türkiye’nin Atatürk’ün belirlediği Yurt’ta Sulh, Cihan’da Sulh ilkesine
sadık kalması ve Lozan Antlaşmasının hükümlerinin uygulanmasında da bu
ilkeyi gözetmesinin rolü büyüktür.
Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleri, Lozan Antlaşmasında da
yer almıştır. Buna göre, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün
oluşturan Türkiye’de yaşayan ve Türk devletine vatandaşlık bağıyla
bağlı olan herkes eşit ve aynı haklara sahip Türk ulusunu
oluşturmaktadır.