Bira yapımının başlangıcı neredeyse tahıl tarımı kadar eskidir. İlk kez
8000 yıl kadar önce Akdeniz'in doğu kıyısında yaşayanlar tarafından
yapıldığı sanılmaktadır. Hatta bağcılık ve şarapçılığın
yaygınlaşmasından önce Akdeniz kıyılarında biracılığın bilindiği tarih
kaynaklarından anlaşılmaktadır.
Günümüzde nasıl rakı Türklerin, şarap Fransızların, votka Rusların
milli içkisi haline gelmişse, bira da başta Almanya olmak üzere
kuzey-batı Avrupa'nın milli içkisi olarak kabul edilebilir. Almanya'da
kişi başına yıllık bira tüketimi Türkiye'nin 20 katıdır.
Bütün dünyada hemen hemen aynı telaffuz edilen bira adı da Flemenkce
'bier'den gelmedir. Alkol ve rakı kelimelerinin kökenleri ise
Arapçadır. Alkol, 'el-kühül' (veya el-küül) maddenin ruhu anlamında
bildiğimiz kül kelimesinden, rakı ise ter, damla (damıtmada çıkan buğu)
anlamındaki arak (araki) kelimesinden dilimize geçmiştir.
Sadece birayı açınca değil soda, kola, köpüklü şarap gibi içeceklerin
de kapaklarını açınca önce bir fısırtı sesi duyarız, sonra şişenin
dibinden yukarı doğru yükselen kabarcıkları görürüz. Birada bu olay
biraz uzun ve bardağa konulunca da devam eder ve bardağın üzerinde bir
köpük tabakası oluşur.
Karbondioksit kabarcığı önce bardağın iç yüzündeki mikroskobik
çatlakların içinde oluşur. Her bir kabarcık yaşamına gözle görülmeyen
karbondioksit salkımı halinde başlar, bira içinden yeni karbondioksit
molekülleri yutarak büyür. Kritik boyuta ulaşınca geliştiği noktadan
ayrılarak sıvının içine katılır.
Kabarcıklar yükselirlerken içlerine daha fazla karbondioksit alarak
büyümeye devam ederler. Yarıçapları milimetrenin üçte birini geçene
kadar küresel olan şekilleri daha büyüyünce elipsoidal olur. Biranın
içinde erimiş halde bulunan karbondioksitin basıncı kapak açılınca daha
da arttığından karbondioksit rahatça kabarcıkların içme girmeye devam
eder. Kabarcıklar da bardağın tepesine yaklaştıkça hızlanırlar.
Kabarcıkların bu oluşumu kolalı içecekler ve sodada da aynı ama onlar
bardağa konuldukları zaman bardağın üzerinde kalın bir köpük tabakası
oluşmaz. Birada köpük oluşmasının nedeni karışımında bulunan proteinler
ve katkı maddeleridir.
Diğer içeceklerde hava kabarcıkları yüzeye geldiklerinde havaya
karışarak yok olurlarken birada üretimde kullanılan şerbetçiotunun
içinde bulunan az miktardaki reçine köpük zarlarının direncini
arttırır, arpanın büyük moleküllerinde bulunan proteinler kabarcıkların
etrafında bir duvar oluştururlar.
Böylece biradaki kabarcıklar sağlamlıklarından dolayı hemen havaya
karışmazlar, bardağın tepesine birikerek köpük tabakasını oluştururlar.
Bira bardağa ne kadar hızlı dökülürse havayla temas ve havaya karışma
olayı da o kadar az olur ve daha kalın bir köpük tabakası meydana
gelir.
8000 yıl kadar önce Akdeniz'in doğu kıyısında yaşayanlar tarafından
yapıldığı sanılmaktadır. Hatta bağcılık ve şarapçılığın
yaygınlaşmasından önce Akdeniz kıyılarında biracılığın bilindiği tarih
kaynaklarından anlaşılmaktadır.
Günümüzde nasıl rakı Türklerin, şarap Fransızların, votka Rusların
milli içkisi haline gelmişse, bira da başta Almanya olmak üzere
kuzey-batı Avrupa'nın milli içkisi olarak kabul edilebilir. Almanya'da
kişi başına yıllık bira tüketimi Türkiye'nin 20 katıdır.
Bütün dünyada hemen hemen aynı telaffuz edilen bira adı da Flemenkce
'bier'den gelmedir. Alkol ve rakı kelimelerinin kökenleri ise
Arapçadır. Alkol, 'el-kühül' (veya el-küül) maddenin ruhu anlamında
bildiğimiz kül kelimesinden, rakı ise ter, damla (damıtmada çıkan buğu)
anlamındaki arak (araki) kelimesinden dilimize geçmiştir.
Sadece birayı açınca değil soda, kola, köpüklü şarap gibi içeceklerin
de kapaklarını açınca önce bir fısırtı sesi duyarız, sonra şişenin
dibinden yukarı doğru yükselen kabarcıkları görürüz. Birada bu olay
biraz uzun ve bardağa konulunca da devam eder ve bardağın üzerinde bir
köpük tabakası oluşur.
Karbondioksit kabarcığı önce bardağın iç yüzündeki mikroskobik
çatlakların içinde oluşur. Her bir kabarcık yaşamına gözle görülmeyen
karbondioksit salkımı halinde başlar, bira içinden yeni karbondioksit
molekülleri yutarak büyür. Kritik boyuta ulaşınca geliştiği noktadan
ayrılarak sıvının içine katılır.
Kabarcıklar yükselirlerken içlerine daha fazla karbondioksit alarak
büyümeye devam ederler. Yarıçapları milimetrenin üçte birini geçene
kadar küresel olan şekilleri daha büyüyünce elipsoidal olur. Biranın
içinde erimiş halde bulunan karbondioksitin basıncı kapak açılınca daha
da arttığından karbondioksit rahatça kabarcıkların içme girmeye devam
eder. Kabarcıklar da bardağın tepesine yaklaştıkça hızlanırlar.
Kabarcıkların bu oluşumu kolalı içecekler ve sodada da aynı ama onlar
bardağa konuldukları zaman bardağın üzerinde kalın bir köpük tabakası
oluşmaz. Birada köpük oluşmasının nedeni karışımında bulunan proteinler
ve katkı maddeleridir.
Diğer içeceklerde hava kabarcıkları yüzeye geldiklerinde havaya
karışarak yok olurlarken birada üretimde kullanılan şerbetçiotunun
içinde bulunan az miktardaki reçine köpük zarlarının direncini
arttırır, arpanın büyük moleküllerinde bulunan proteinler kabarcıkların
etrafında bir duvar oluştururlar.
Böylece biradaki kabarcıklar sağlamlıklarından dolayı hemen havaya
karışmazlar, bardağın tepesine birikerek köpük tabakasını oluştururlar.
Bira bardağa ne kadar hızlı dökülürse havayla temas ve havaya karışma
olayı da o kadar az olur ve daha kalın bir köpük tabakası meydana
gelir.